1932 Yılının Temmuz ayında Atatürk, birbiri ardına gerçekleştirdiği devrimler çerçevesinde DİL konusuna da el atmak gereğini çalışma arkadaşlarına bildirmişti. Birinci Türk dili kurultayı 26 Eylül günü toplanmıştı. O GÜNÜN ANISINA, HER YIL 26 Eylül gününü DİL BAYRAMI olarak kutluyoruz. DİL, kuşaktan kuşağa aktarılan, yaşayan bir organizmadır. Ama bu dilin kendi haline bırakılması ve dilimize kayıtsız kalınması anlamına gelmez. Tam tersine dilimize özen gösterilmeli, inceliklerini öğrenmeye çabalamalı ve Türk dilinin zengin geleneğine sahip çıkmalıyız. Türkçenin güzelliğini yaşayan, dilini kullanmaktan utanmayan vatandaşlar olalım. Türk kültürü ancak böyle yaşar. Bence dünyada tek DİL 2017 ‘dide ve bilhassa eylül AYINDA BARIŞ DİLİ OLMALIDIR. Yazımı bu aya İTHAF ediyorum. Resmimidir bilmem ama ihtiva ettiği şartlar düşünüldüğünde en zor hazmedilen DİLDİR BARIŞ DİLİ. Bu yüzden iki dillilik, çok dillilik Fikri yerine lime lime hale getirilmiş olsa da acili yetini koruyan ‘’barış dili’’konusunda ısrarcı olduğumu belirtmek istiyorum. Bu kanıtı temel nedeni dünyadaki bütün dillerin öyle yâda böyle ideolojik bir yapıdan besleniyor olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında kadın diline en yakın olanıdır Barış dili. O dilin özgünlüğünü barındırır içinde. Affedici, bütünleştirici ama asla mazlum olmayan, geride durmayan ve yeri geldiğinde herkes kuytusuna çekildiğinde delişmence hesap sorandır. Kadının dili, erkeğin dili, siyasetçinin dili, savaş dili, kuşdili olurda olursa olsun ama yinede, bugün ki koşullar altında bile DİYALOG ŞART ve MÜMKÜNDÜR. Maddi ve manevi zararlarla birlikte yıkılan yuvalar, babasız kakan yavrular tek kelimeyle ŞEHİT VE GAZİLER bir hiç uğruna yanlış politikalar yüzünden ne hallere kaldılar, oysa bir kabul etsek şunu; top tüfek yerine umuda füzeler kalkanlar sevgi, öfke, bencillik, maçoizm, totaliterlik ve hiyerarşi yerine bir birimizi anlamaya ihtiyacımız var! 2017 bu gerçeklerle yüzleşme ve BARIŞ DİLİYLE inşallah son bulur. .
Netice: Dünyada tatlı dil, güler yüz, diyalog VE BARIŞ ŞART.