Kurlarda düşme devam ediyor. Sebebi çok açık. Sermaye piyasasındaki varlıklar, dolar cinsinden çok ucuzladı. Kasım Ayı itibariyle finans kapital girişi başladı.
Sermayenin çıkış yaptığı dönemde, ilk hareket tahvil piyasasında gerçekleşiyor idi. Yabancılar tahvil satıyor ve döviz alıp çıkıyordu. Bu durum faizleri yükseltiyor, tahvil değerlerini düşürüyordu. Dışarı çıkmak isteyen finans kapital dövize dönüyor ve kurlar artıyordu.
Işler düzeldikten sonra, terse dönüş önce tahvil piyasasında başlaması gerekiyor.
Nitekim, geçen hafta (2-9 Kasım arası) tahvil piyasasına yabancı girişi başladı. Yabancılar 447,9 milyon dolarlık tahvil satın aldılar. Bu işlem anında piyasaya yansıdı. Tahviller değer kazandı, faizler yüzde 19 lara kadar düştü. Kurlar 5.32 seviyesini gördü.
Hisse senedi piyasasının ucuz olması, cazibesini koruyor. Kasımın ilk haftasında, Borsa Istanbula 151 milyon dolar yabancı para girişi oldu. Bu rakam, Borsa Istanbul için fiyatlara etki yapacak boyutta değil. Zira hisse senedi piyasası, tahvil piyasasına göre daha derin.
Tünelin ucundaki ışığın göründüğünü söyleyebilirim. Zira dünya Sermaye Piyasaları birbirine entegre çalışıyor. Ucuz kalan taraf, finans kapitali çekiyor. Finans kapitalin başka varlıklara bağlı olması ve nakte dönmesi zaman alıyor.
Ağustos-Eylül aylarında 4,3 milyar dolar cari fazla verildi. Cari fazla, döviz piyasasında arzı artırıyor. Zira, daha önceden verilen cari açıklar sonlanmış durumun ifadesi (expose) olduğu için, cari fazladaki pozitif değer güncel ve reel kalıyor.
Sermaye hareketlerindeki giriş hızlandığı taktirde, Borsa Istanbul endeksinde yükselme ve tahvil değerlerinde artma beklenmelidir. Böyle bir sonuç, kurların daha aşağılara inmesine ve faizlerin düşmesine neden olacaktır.
Bu ekonomik sonucun gerçekleşmesi için, uyulması gereken bir şart var. Siyasi otorite, ekonomi konusunda fetva vermeyecek ve konuşmayacak. Şarta uyulmadığı zaman, beklentiler altüst oluyor.