Para politikasının başarılı olması için, oluşmakta olan ilave mevduatın kontrol altında tutulması şarttır. Zira mevduat para anlamına gelir. Mevduat artışı, piyasaya para sürmüş gibi sonuç yaratıyor. Ülkemizde, para politikasının başarısızı olmasının gerisinde MEVDUAT vardır.

Ülkemizde, yıllık ortalama tasarruf oranı yüzde 12 civarında gerçekleşiyor. 806 milyar dolar hasıla üretiyoruz. Yüzde 12 si 97 milyar dolara yaklaşır. Kontrol edilmesi gereken para budur.

Hükümet ''Kur Garantili Mevduat'' uygulaması ile bu parayı kontrolünde tutuyor. Nitekim altı aydan beri, tasarruf edenler paralarını büyük ölçüde ''Kur Korumalı Mevduat'' hesabına yatırdılar. Bayram öncesindeki rakam 750 milyar lira idi. Altı ayda oluşan 50 milyar dolara yakın tasarruf kontrol altına alınmış oldu. Önümüzdeki altı ayda, gelecek olan 47 milyar dolar, aynı yöntemle kontrol altına alınabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken konu şudur. Kur korumalı mevduat hesabına para yatıranların amacı kar etmek değil. Parasının değerini korumak. Zira, dolar bazında hiç bir artı gelir elde edilmiyor. Bir bakıma tasarruf eden kesim, Hükümetin başarılı olmasına hizmet ediyor. Dolar alacağına, mevduat hesabına para yatırıyor. Ancak önemli iki sorun var.

1. Farkı Hazine ödüyor. Hazineye getirilen ilave yük, açık veren devlet bütçesinde sorun yaratıyor. Bütçe açıkları, enflasyona neden oluyor.

2. Kur korumalı mevduata, bankalar, beklenen enflasyonun altında faiz veriyor. Düşük faiz ile para toplayan bankalar, kaydi para yaratıyor. Kaydi para enflasyonu azdırıyor.

Çare bellidir. Tasarruf sahibine, beklenen enflasyonun üzerinde getiri sağlayacak ekonomi politika üretmek, sorunu çözmeye yeterlidir. Bu amaçla Hükümet dolar üzerinden, uzun vadeli TAHVİL çıkardığı taktirde, sorun, çözülmüş olacaktır.

Uygulamada, bankaları zor duruma düşürmeyecek miktar ayarlamalarına dikkat edilmelidir. Hedef, mevcutlar değil, gerçekleşecek tasarruflar olmalıdır.