Siyaset, devlet idaresini meşru yoldan elde etme sanatıdır. Her siyaset bir ideolojiye dayanır. İdeolojiler zamana ve mekana göre değişir.
Tarımsal üretim aşamasında DİN en önemli siyaset ideolojisidir. Dine dayalı mezhepler de, ideolojiye mesnet teşkil edebilir. İran'da Şii mezhebinde olmayanın, Türkiye'de Sünni mezhepte olmayanın başarı şansı sıfırdır.
Toplum sanayileştikçe yeni ideolojiler ortaya çıkıyor. Sosyalistler işçi sınıfına hitap ediyor. Radikal sağ, sermaye sınıfına hitap ediyor. Sistemi orta sınıf dengede tutuyor.
Türkiye, tarımsal üretim aşamasından sanayi üretim aşamasına geçiyor. Toplum bu geçişin kırılmalarını yaşıyor. Bir tarafta dine dayalı siyaset üretenler, diğer tarafta modern bilimin egemenliğini savunanlar var. 
Mevcut iktidar dini siyasette kullanmak suretiyle iktidar oldu. İdeolojisi İslami temele dayanıyor. Kendi tabanlarını sağlama almak amacıyla, dine dayalı siyaseti sonuna kadar kullanıyor. Başarılı da oluyor.
İdeoloji tuttuğu zaman, ideolojinin elemanları siyasi iktidarı paylaşıyor. Nitekim, İslami ideolojiyi siyasette kullanan Merve Kavakçı adındaki kadın büyük elçi olarak tayin ediliyor.
Siyaset ideolojiden soyutlanmadığı sürece, Devlet idaresinde kariyer ve liyakat sistemi işlemiyor.