Türkiye sınırlarını güvene alma peşinde. Bu amaçla, BM Şartının 51. Maddesine göre hareket ediyor. Uluslararası hukuka uyuyor. BM Şartının 51. Maddesi ''Terörizm ile mücadele etmeyen ya da edemeyen ülkeye, zarar gören ülkenin müdahale etmesine hak'' tanıyor.

Suriye malum. PKK ile mücadele edemiyor. Türkiye, müdahale hakkını kullanmak için hazırlıklarını tamamladı. Ancak, Haçlılar su koyveriyor.

Haçlıların başında, Amerika var. Amerika, Fırat'ın Doğusundaki PYD/PKK yapılanmasına taraf. Ve bahane üretiyor. ''PYD/PKK zayıflarsa, DEAŞ adlı terörist grup canlanır'' diyor. Gerçekler ise farklı. DEAŞ ile PKK birlikte hareket ediyor.

Almanya ''Uluslararası hukuktan doğan hakkımızı'' kabul ediyor. Ancak ''Orantılı güç kullanmak lazım'' diye, mırın-kırın ediyor. Fransa malum. Baştan beri PKK'yı destekliyor.

Rusya, Tel Rıfat ile Türk Ordusu arasına asker koydu. Tampon bölge yaratıyor. ''Rejim ile PKK anlaşsın'' numarasına yatıyor. Moskof, moskofluğunu yapıyor.

Rusya ve Amerika’ya rağmen, müdahale edebilir miyiz ?

Ekonomik durum malum. Savaş demek, para demek. Cari açık ve bütçe açığımız var. Para harcayacak durumda değiliz. Türkiye GÜVENLİK ile EKONOMİ arasına sıkışıp kaldı.

Güvenlik her şeyin önünde olmalı. Bu aşamada, ekonomik akıl ''uygun zamanı bekle'' diyor.