Kısa zaman öncesin de Ali Aydın, Muzaffer yüce. Raşit Tepe Ağabeylerimizi ve benim emsalim olan Yusuf Katırcı oğlunu kardeşimizi, şimdi ağcın köklerinde Uğur Gürsoyumuzu kaybettik. Her zaman yazılarım da ÖLÜM sana niçin çare bulunmaz derken, bir büyüğümün şu sözleri hiç mi hiç aklımdan çıkmıyor ‘’kaç yaşına gelirsek gelelim, doğum girmeyen
ev olur ama, ölüm girmeyen ev olmaz demişti. "Anladığım kaderden ve ölümden kaçınılmıyor."
1966 senesinde rahmetli Uğur ağabeyimin evine ve dairesinin aylındaki matbaaya çok yakın oturuyorduk, onu matbaanın önünden geçerken hayran hayran izler ve gıpta ederek seyrederdim.Bir gün beni içeriye davet etti ve çok merak etme dedi:  bu mürettip harflerinin mürekkebi üstüne bulaşırsa bir dahaayrılamasın diye nasihatte bulundu. Şimdi ise o muhteremrahmetli Uğur ağabeyim haklıymış. Matbaacı olamadım ama seneler sonra hastel kader gazete de yazı yazmaya başladım.
Diyeceğim o ki,asil azmaz bal kokmaz yağ kokar  aslıayrandır, Uğur ağabeyim rahmetli babası gibi adamVe hoş görülü centilmendi. Gazeteci, yazar Ordunun kültürü ile tiyatroyu kuran ve sevdiren bir insandı,Onun için tiyatro ve Ordumuz u ortak yaşam da ve halkla buluşturan unutulmaz, fedakar, azimli bir insandı.
OBBKT’nin kurucusu olduğu gibi ayni zamanda da Türkiye’nin ilk bölge tiyatrolarından birisidir O çağdaş bir tiyatro meraklısı olarak, bize gelecek kuşakların
ödünç verdiği yeri ve mekanı doldurulamayacak kadar hakiki bir Orduludur. Bütün yakınlarına ve Gürsoy ailesine baş sağlığı dileklerimle.
Sevgili ve muhterem ağabeyimiz Uğur Gürsoy’u kaybettik NURLAR İÇİNDE YATSIN dualarımızla….