“Dünyayı verelim çocuklara

Hiç değilse bir günlüğüne

Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar

Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında”

                Nazım Hikmet Ran

Daha önceleri 3 çocuk yapın deme yerine, 3 değil 5 çocuk yapın söylemi  son 7 yıldır  yükseklerden tekrarlanıyor…

*

Hacettepe üniversitesi Tip Fakültesi öğrencisi iken, “Toplum Hekimliği” derslerini anlatan saygın hocamız Prof. Dr. Nusret Fişek;  “sağlıklı yaşamanın bir insan hakkı olduğunu savunarak, tüm bilimsel çalışmalarını ve eylemlerini herkese nitelikli sağlık hizmetinin ulaşması hedefine yöneltmişti…

Savaş döneminin sona ererek, insangücü ihtiyacının aza indiğini ve tıptaki gelişmeler sonucu ortaya çıkan hızlı nüfus artışı sorununu ülkemizde ilk farkeden ve bu konuda harekete geçen biliminsanı yine Nusret Fişek olmuştur…

Bu konuya yönelmesindeki en önemli ivme, aşırı doğurganlığın ve çağdışı yöntemlerle gebeliğe son vermek isteyen kadınların sağlığının dramatik bir biçimde bozulmasıdır…

Nusret hocamız hızlı nüfus artışıyla; sağık, sosyal ve ekonomik sorunların bağlantısını kurarak bir dizi araştırmaya önderlik etmiştir...

1958-1960 yıllarında yerel düzeyde yapılan bu çalışmaların bulguları, ülkemizde daha önce egemen olan nüfus arttırıcı politikaların değiştirilmesine kaynaklık etmiştir…

Bu çalışmalar, nüfus azaltıcı politikaların dile getirilmesinin dahi yasaklanmış olduğu bir dönemde yürütülmüştür…

Aynı zamanda 224 Sayılı Sağlığın Sosyalizasyonu ve Koruyucu Hekimlik kavramının mimarı olan hocamız, “Nüfüs Planlamasının;” Sağlıklı Yaşamanın ve Koruyucu Hekimlik konusunun en önemli ögelerinden birisi olduğunun altını çizmiştir…

*

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) geçenlerde doğurganlık sorunuyla ilgili verileri yayınladı. Umarım veriler doğrudur. Gelin birlikte bu verileri irdeleyelim. Bakalım sayıların durumu nasıl?..

Raporda Canlı Doğan Bebek Sayısının 2023 yılında 958 bin 408 olduğu, Canlı Doğan Bebeklerin %51,3'nün erkek, %48,7'nin kız olduğu belirtilmiştir…

Toplam doğurganlık hızının, 2001 yılında 2,38 çocuk iken, 2023 yılında bu oranın 1,51 çocuk olarak gerçekleştiği vurgulanmıştır…

Yani bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısının 2023 yılında 1,51 olduğunu anlıyoruz…

Bu durumdan, doğurganlığın yani nüfusun yenilenme düzeyinin  2,10'un altında kaldığını öğreniyoruz…

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde; 2022 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin binde 1,79 çocuk ile Fransa olduğunu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise binde 1,08 çocuk ile Malta olduğunu anlıyoruz…

Toplam doğurganlık hızı 2022 yılında binde 1,63 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 5. sırada yer almıştır…

Ülkemizde “Kaba Doğum Hızı” 2001 yılında binde 20,3 iken, 2023 yılında binde 11,2 olmuştur…

Diğer bir ifade ile 2001 yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2023 yılında 11,2 doğum düşmüştür…

Türkiye'nin kaba doğum hızının Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin kaba doğum hızlarından daha yüksek olduğu saptanmış…

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin kaba doğum hızları incelendiğinde, 2022 yılında en yüksek kaba doğum hızına sahip olan ülkenin binde 11,2 ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğu, en düşük kaba doğum hızına sahip olan ülkenin ise binde 6,7 ile İtalya olduğu görülmektedir…

Adölesan doğurganlık hızı, 15-19 yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir…

Adölesan doğurganlık hızı; 2001 yılında binde 49 iken, 2023 yılında binde 11'e düşmüştür…

Diğer bir ifadeyle, 2023 yılında 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 11 doğum düştüğü anlaşılıyor...

TÜİK’in verilerine göre, doğum oranlarında en dikkat çekenlerden birisi de uyruklara göre doğum oranları olmuştur...

Türkiye’de 2023 yılında yabancı uyruklu 6 bin 425 kadın doğum yapmış olup, Afgan kökenlilerin sayısı 2 bin 629, Irak kökenlilerin sayısı 2 bin 582 olmuştur…

Sonuç olarak ülkemizdeki yoksulluk artışıyla ters orantılı olarak doğum oranları azalmıştır. Yabancı uyruklularda kısıtlı verilere rağmen oranın yüksek olduğu anlaşılıyor…

Bırakın 5 çocuk yapmayı,  2 çocuk yapmak bile hayal olmuştur. Keşke bu oranın düşmesi sosyo-ekonomik nedenlerden değil, eğitim düzeyi ve bilinçlenmenin artması nedeniyle olabilseydi…

Sözlerimi Kul Himmet Ustamızdan alınma, Nurettin Dadaloğlu hocamızın derlediği güzel bir Erzincan türküsü ile bitirelim. Dost bulamasam da, bu yazıyı kendi efkarımca okuyup yazdım…

Seyyah Olup Şu Alemi Gezerim

Bir Dost Bulamadım Gün Aksam Oldu

Kendi Efkarımca Okur Yazarım

Bir Dost Bulamadım Gün Aksam Oldu

Sevgilerimle…

Dr. Mustafa Torun