Türkiye'de siyasi iktidar ve muhalefet yanlış yapmaya devam ediyor. Siyasi yazı yazmam. Ama gördüklerimi de yazmadan geçemem. Bu yazımın, siyasete meyili ve taraf olan arkadaşlarımı üzeceğini biliyorum. Ancak, bağımsız ve tarafsız yazı yazdığımı bilenlerin, kendi öz eleştirilerini yapacaklarından da eminim.

SİYASİ İKTİDARIN YANLIŞLARI

1. Siyasi iktidarın israfı çok fazla. Devlet olan yerde, israf olur. Ancak bu israf, açık bütçesi olan bir devlette, enflasyonun önemli nedeni sayılır. Ayrıca, siyasi otoritenin davranışı bir bütün olarak bürokrasiye ve siyasal topluma örnek olur. Devletin ufak makamlarına kadar, lüks araba kullanımı ekonomik akıl ile bağdaşmıyor.

2. Gösteriş yatırımları çok fazla. Cari açığı olan bir ülke devletinin, transfer harcamaları yapması, açığı daha da artırıyor. Cari açık ve bütçe açığı aynı anda olan bir Devletin, yurt dışına yatırım yapması düşünülemez dahi. Ama, Türk devleti, Amerikaya Türk Evi adı altında, ekonomik getirisi olmayan yatırım yapıyor. Vatandaştan elektrik yoluyla para alan TRT, yurt dışında getirisi olmayan yatırımlara devam ediyor.

3. Kaynakların, inşaat sektörüne aktarılması sonlanmalı. İnşaat sektörü döviz yutan kara deliğe dönüştü. Enerji ithal et, çimento-demir üret toprağa göm. Parası döviz olarak geri gelmeyen yatırımların, cari açık üzerine etkisi çok fazla. Bu işe son vermek gerekiyor. Verilmez ise, cari açık daha da artacak, inşaat malzemeleri daha da pahalılanacak. Sorun kendi kendini, enflasyon ile çözecek. Nitekim, müteahhitler, çimento ve demir fiyatlarına isyan ediyor.

4. Türkiyenin en önemli sorununun SGK giderleri olduğu gizleniyor. Bütçeye bakın. 1, 080 trilyon lira olan bütçenin, 450 milyar lirası SGK giderleri. Bunun 2/3 ü emekliye ödeniyor. Türkiye emeklilik sistemi çürümüş. 50 yıl önce ölmüş emekliinin dul kızına devlet maaş ödüyor. Bu sorunu muhalefet de dile getirmiyor. Zira, arkasında 12 milyon oy var. Türkiyedeki bütçe açığının ve enflasyonun gerisinde SGK giderleri başı çekiyor.

5. Siyasi iktidar, ekonomik konularda KENDİNİ SAVUNAMIYOR. Türk devleti borcu az ülkeler arasında. Borçluluk kriteri Mastricht'de belirlendi. Ulusl hasılanın yüzde 60 ından fazla borcu oplan devlet borç limitini aşmış sayılıyor. Türk devletinin dış borcu Maastricht kriterinin yarısından az. Bir türlü bu gerçek, halka ve dünyaya anlatılamıyor. Vatandaş devletin borç batağında olduğunu sanıyor.

6. Faize müdahale, ekonomik kurallar ile bağdaşmıyor. Siyasi otoriteler, faiz düşsün ister. Kural, faiz düştüğü zaman yatırımlar artar ve ekonomik büyüme hız kazanır. Ancak, PARA İKAMESİNE yakalanmış bir ekonomide, beklenen enflasyondan daha düşük faiz, dolarizasyonu artırmaktan başka bir işe yaramıyor.

7. Devlet gereksiz istihdam yaratıyor. Diyanete bakınız. 140 bin imam devletten maaş alıyor. Dış işleri bakanlığının yurt dışı kadroları, arpalık olarak kullanılıyor.

Mevcut iktidarın, adalet, basın ve hukuk devleti konularındaki yanlışlarını muhalefet dile getiriyor. Muhalefetin dile getirdiği konularda YANLIŞLIKLAR var onları da aşağıya çıkarıyorum;

1. Muhalefet, dış politikada devleti zor durumda bırakacak söylemleri vatandaşı şaşırtıyor. En son, İstanbul Belediye Başkanının Paristeki konuşmasına bakınız. Fransız Milletvekili dahi rahatsız oldu. Bu adam devletini kötülüyor deyip, salonu terketmişti. Muhalefet, devlet ile hükümet arasındaki farkı bir türlü ayırmadı. Ayıramıyor.

2. Muhalefet, devlete ve ekonomik kurumlarına zarar verici söylemlere devam ediyor. Meselenin özünü anlamadan, Yanlış politika üretiyor. En son merkez bankası 128 milyar dolar söylemi, dünyada Türkiyenin CDS lerini aşırı yükselmesine neden oldu. Borsa, dolar bazında tarihi dip seviyelere düştü. Halbuki, merkez bankasının hiç bir zaman 128 milyar doları olmadı. Sorun yurt içi bankalardan yapılan SWAP (para takası) işlemlerinden kaydi olarak meydana geldi. Bu konuda, yazılar yazdım. Hiç kimsenin umurunda olmuyor. Yanlışa devam ediliyor.

3.Türkşyede Kürt sorunu var diyen muhalefet, ULUSAL DEVLETİ temellerinden sarsıyor. Ulusal devlette, siyasi sorunların yıkıcı sonuçlarını göz ardı ediyor. Ulusal devletin iç siyasette egemenlik sorunu olmaz. Olursa, parçalanma gündeme gelir. Muhalefet, Kürt oylarını almak amacıyla, yanlışa devam ediyor.

4. Muhalefet, gerçek sorunları dile getirmiyor. Türkiyenin en önemli ekonomik sorunu SGK giderleri. Bu giderlerin nasıl optimalize edileceğine dair projeler üretilmiyor. Zira, sistem siyaseti kökünden sarsıcı oy boyutun ulaştı. Ekonomik kurallar işliyor, sistem enflasyon yoluyla, kendi kendini çözüyor.

5.Muhalefet, hukukun temel ilkelerine aykırı siyaset yapmaktan çekinmiyor. Bunların başında MASUNİYETKARİNESİ var. Masuniyet karinesi TCK nın birinci maddesinde yasal yerini bulmuştur. Hukuken KESİN KAZİYE oluşana kadar herkes masumdur. Muhalefet ise başçalan tabiriyle, bu kuralı sürekli ihlal etti. Başkaca konularda da ihlale devam ediyor. Halbuki, suç ve suçlunun şikayet edileceği yer adalet mekanizmasıdır. Masuniyieti göz ardı ederek yapılan siyaset, halk nezdinde kabul görmüyor.

6. Muhalefet, ekonomide ortaya çıkan sorunların alternatif projelerini üretemiyor. İşsizlik konusunda, işsizliğin arttığını söylemekten başka bir politikası yok. Halbuki, sanayi toplumunda işsizliği önlemenin yolu SERMAYE BİRİKİMİNİN artmasından geçiyor. Muhalefetin bir kesimi ise sürekli sermaye düşmanlığı yaratma peşinde. Zarar eden, devlet üretim birimlerinin özelleştirilmesini dahi sorun olarak görüyor.

7. Devletin ürettiği rakamları ''açıkça yalan'' diyen bir muhalefet var. Devleti yalanlayan muhalefet, devlet idaresine alternatif olamıyor. Nitekim, 20 yıldan beri muhalefet, kaybeden (looser) olmaya devam ediyor. Halbuki, Devlet arşivleri doğru belgeler ile doludur. Bu arşivleri iyi incelemek lazım. En basitinden istatistiki konularda ''Büyük sayılar kanununa'' uyulur. Tüm dünyada aynı yöntem ile sonuçlar alınır. Siyasi otoriteler, istatistik konusunda, kendine en uygununu tercih eder. Bu uygunluk, büyük sayılar kanununun saptadığı alt ve üst limitler arasında yer alıyor. ABD ye bakınız. Fert başına hasıla 50 bin dolar hesap edilir. Halbuki Amerikada 50 bin dolar gelir elde edenlerin sayısı yüzde onu geçmiyor. Ama, ABD de bir siyasetçi, çıkıp ''senin rakamların yanlış'' demiyor.