İç ve dış siyasi tartışmaları, Ortadoğu sorunlarını, Bütçe müzakerelerini vs. bir kenara koyalım. 24 Kasım “ Öğretmenler günümüzü” kutlayalım.
Öğretmenler günü nedir nereden gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra her şey yüce dinimizin hadis-i Şeriflerinin emri olan bilime göre yapılmaya başlanmıştır. Yüce Peygamberimizin    “ Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” hadisi şerifi de hayata geçirilmiştir. Türk milletine 1600 tarihinden bu yana Haçlı tuzakları ile her bilimde ilerlemeye “Gâvur icadı”dedirtilerek Müslümanlıktan da uzaklaştırılmıştır. Müslümanlıktan yani; bilimden, güzel ahlaktan, beşikten mezara bilim okumaktan 320 yıl uzak duran büyük Türk milleti Atatürk’ün başkomutanlığında bilime dönerek Yüce Müslümanlığa da kesin dönüş yapmıştır. Bu nedenle öğretmenlik ve okullar önem kazanmıştır. Öğretmenlik toplumun en önemli mesleği olmuştur. Bilim aydınlığına dönen büyük Türk Milleti 10 yılda her savaştan açık alınla çıkacak kadar büyük başarılara imza atmaya başlamıştır. Millet mektepleri kurulmuş her tarafta Yüce Müslümanlığın da daha ilerilere ve yücelere götürülmesi için 300 yılda  içine düştüğümüz çukurdan çıkmaya başlanılmıştır. İşte bu başarılar sürerken  Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk’e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" sıfatını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiştir. Başkomutanımız Atatürk’e verilen bu sıfat, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Yönetmeliğinin yayınlanması ile resmileşmiştir.Ancak bu tarihi an yıllarca unutulmuştur. 12 Eylül 1980 müdahalesinde Milli Eğitim bakanı yardımcısı görevini deruhte eden Öğretmen Tuğgeneral Osman Güngör Feyzoğlu’nun girişimleri ve yüksek gayretleri ile 1981 yılının Atatürk’ün 100. Doğum yıldönümüne rastlaması da düşünülerek 24 Kasım Öğretmenler günü olarak ilan edilmiştir. Her yıl kutlanan öğretmenler günü işte budur. Kutlu olsun.
 Düşman tanımı çoktur. Ama bence en doğrusu şudur. “Düşman elindekini alan seni ilerletmeyendir” Elinde ne alacak düşman para mal mülk alacak yani sömürecek. Ama seni sömürerek kazandıklarını düşmanlarından geri alacak bilgiyi almanı da önleyecektir. 14 Mayıs 1950 den sonra uygulanan “Mili eğitim “ işte budur.
Atamızın gününde  80 kuruş olan bir ABD doları bu gün ( 22 Kasım 2017) 3.922.000 TL dir. 14 Mayıs 1950 de ise bir ABD doları ortalama 3 TL idi. Bölersek 1.307.000 eder. Bu rakam bize “ Demokrasi Kahramanlarımızın” Türk milletine yaptıkları gaflet ve dalaleti apaçık ifade eder. Paramızın yüksek değerini  elimizden alan haçlılar bunları geri almamızı da doğal olarak istemezler. Bu kadar buhran yaşıyoruz bu kadar katliam yaşıyoruz bu kadar eziliyoruz bu kadar hayatımız pahalanıyor
Ama bunların ilk çaresi  DENK bütçe diyen öğreten bir öğretmenimiz yok.
Bu çektiklerimiz açık bütçeden kaynaklanıyor diyen öğretmenimiz yok.
Açık bütçeler yapılarak Türk milletinin cebinden paraları sofrasından yiyecekleri alınıyor diyen yok.
Tam bağımsızlık için ilk şartı Bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır diyen bir başkomutanımız yok.
Enflasyon politikası 1952 sonbaharı başlarında  Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemiştir diyen Batı Cephesi Komutanımız yok.
 Mebus maaşlarında yeni düzenlemeler yapacağız denildiği zaman” Ama mebus maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin”diye direktif veren ebedi başkomutanımız yok.
 
Her halde Rize’deki öğrencileri öğretmen Sabri Tatoğlu’nu ve Hikmet Gürsoy’u, Hatay’daki öğrencileri öğretmen şair Ali Yüce’yi Tokat’taki, Gümüşhane’deki ve Ordu’daki öğrencileri Öğretmen Ali Rıza Güven’i Sakarya’daki öğrencileri öğretmen Hayrettin Uysal’ı anacaklardır.
Acı ve buruk da olsa fedakar cefakar icabında vatan ve eğitim uğrunda  kanını seve seve akıtan Türk Öğretmenlerinin öğretmenler günü kutlu olsun.