Ülkemizdeki sosyo-ekonomik sorunların gerisinde ''Bu benim hakkım değildir'' demeyen insanların varlığı yatıyor.

1950 li yıllarda, Japonya ile Türkiye ekonomik açıdan birbirlerine yakın durumdaydı. Ne oldu da, Japonya 5 trilyon dolar hasıla üretiyor. Türkiye 800 milyar dolar hasılada kaldı. Kaldı çünkü, ülkemizde kariyer ve liyakat sistemi işlemiyor.

Japonya'da insanlar ''Bu benim hakkım değildir'' diyerek, hak etmediği hiç bir şeye elini dahi sürmüyor. Makamı kabul etmiyor. Hakkı ile makama gelen başarısız olursa Harakiri yapıyor. (Harakiri, bıçağı karına sokma şeklinde Japon usulü intihar dır)

Türkiyeye bakın, belli bir yere gelmek isteyen TORPİL peşinde koşuyor. Siyaseti kullanıyor, Mason Locasına giriyor, Tarikata giriyor. En başarılısı NEPOTİZM (akraba kayırmacılığı) dır.

Sonuç ortada.

1. Dünyada ilk 500'e giren üniversitemiz yok. Nedeni, liyakat sisteminin işlemiyor olmasından kaynaklanıyor. Hakkı olmayanı, üniversite hocası yapan düzen kırılamadı, kırılamıyor.

2. Üniversite hocalarının çoğunluğu Lisede hocalık yapacak seviyede değil. Bu söylem, Prof Dr. Celal Şengöre ait. Sistem bilim adamı üretemiyor.

3. Emeklilik sistemini batırdık. 40 yaşında insanlar emekli oldular. Ölmüş emeklinin maaşını kızları alıyor. Bu benim hakkım değildir demiyor.

4. Parası var, malı var. Ama yeşil kart kullanıyor. Toplumun sırtından geçinmeye bakıyor. Bu benim hakkım değildir demiyor.

5. Devlette görev almış. Devletin malını ve aracını, kendi özel işinde kullanıyor. Bu benim hakkım değildir demiyor.

6. Hak etmediğini elde etmekle övünen bir toplum yarattık. Devlet bütçesinin yüzde 40 ları, SGK giderlerinden oluşuyor. Hortumu devlete bağlamış. Bu benim hakkım değildir demiyor.

7. Hiç iş yapmadan devlete sırtını dayamış. Maaş alıyor. Bunların başında 140 bin imam geliyor. Bu benim hakkım değildir demiyor.

8. Tarikatlar cirit atıyor. Sosyal ortam Tarikatların türemesine olanaklı kıldı. Zira, tarikata girip iş, para ve makam sahibi olmaya imkan tanıyan bir düzen işliyor. Bu düzen yeni değil. Eskiden beri devam ediyor.

Çözüm bellidir. ''Bu benim hakkım değildir'' diyebilen insan yetiştirmemiz gerekiyor.