Yeni sezon fındık hasadı için bir ay kaldı. Şimdiden fındık fiyatını belirlemek gerekiyor. Zamanında belirlenmeyen fındık fiyatları üretici için sorun oluyor.

Fındık fiyatını belirlemede metod bellidir. Arz ve talep fiyatları tayin eder.

Arzın gerisinde maliyetler. Bu yıl maliyetlerde çok büyük artış oldu. Geçen yıla göre, ilaç-gübre ve tırpan fiyatları yüzde 70 oranında arttı. Girdi fiyatlarındaki artışın fındık fiyatına yansıması şart. Aksi taktirde, maliyetleri karşılayamayan üretici perişan olur. Maliyetlerden gelen fiyat bellidir. Geçen seneki maliyetlere göre oluşan fiyatın, satınalma gücü paritesine göre eşitliği, bu yıl için 34 liraya tekabül ediyor.

Talebe gelince. Fındık ihraç ürünü ve her yıl kabuklu bazda 500 milyon kilo civarında, fındık ihraç ediliyor. Geçen yıl, 4 dolara alıcı buldu. 4 doların bu günkü karşılığı 34,8 Tl dir.

Arz ve talep fiyatları aşağı yukarı birbirine denk. Bu dengenin kurulmasından herkes memnun olur.

Ancak, aç gözlü bir kesim var. Bunlar aralarında ALIM TEKELİ kuruyorlar ve fındık fiyatını bilinçli olarak düşürüyorlar. Rekabet piyasası bozuluyor. Serbest piyasanın anlamı kalmıyor. Serbest piyasayı savunanlar, alım tekeli karşısında çaresiz kalıyor. Zira, rekabete dayalı serbest piyasanının işleyebilmesi için, alıcı ve satıcıların fiyatı etkileyecek boyutta olmaması şartı var.

Alım tekeli kurulduğu zaman, fındık fiyatı, ortalama maliyetin altına inebiliyor. Üretici zarar ediyor. Alım Tekeli kuranlara karşı yapılacak iş bellidir. Devlet tarafından destekleme alım yapmak.

Fındık ihraç ürünü olduğu için, destekleme alım yapılmadığı zaman, ülkeye giren toplam döviz miktarında azalmalar meydana gelir. Zira alım tekelinin ucu, Avrupa ülkelerine kadar gidiyor. Örneğin, kabuklu bazda fındık 4 dolara satılırsa, ülke 2 milyar dolar döviz geliri elde eder. 2 dolara düşer ise ülkenin zararı bir milyar doları bulur.

Ülkenin uğrayacağı zararı önlemenin yolu, hemen yarın, destekleme fındık alım fiyatını 34 lira olarak ilan etmekten geçiyor. Hükümete acil görev düşüyor.