Seçim öncesinde muhalefet parti liderleri başta emekliler olmak üzere dar gelirli kesimlere ilave gelir sağlayacaklarını taahhüt ettiler. Kimisi, taahhüdünü Notere tasdik ettirdi. Ancak, seçmen sayısı artmasına rağmen oyunu artıramadı.

Gıda fiyatlarındaki yüksek enflasyona rağmen, zor durumdaki emekliler partinin sözüne güvenmediler. Maliye Bakanı açıkça "söz verilen miktarları karşılayacak kaynak yok" ifadesi muhalefetin Noter tasdikli sözünü itibarsız hale getirdi.

Türk toplumu popülist politikalara itibar etmiyor. Bu durum demokrasilerin ileri seviyelerinde görülüyor. Denilebilir ki, Türkiyedeki demokratik kültür önemli bir aşamaya ulaşmıştır.

Demokrasinin beşiği sayılan Yunanistan'da, popülist vaadler ile mevcut hükümetin seçimleri kazandığı biliniyor. Demokrasinin tam yerleşmediği iddia dilen Türkiye'de ise 7. Haziran 2015 seçimlerinde popülizm seçimleri etkilemedi. Bu sonuç Türkiye'deki demokratik kültürün Yunanistan'dan daha ileri seviyede olduğunu gösteriyor.

Seçim sonuçlarını Kürt oyları ile AK Parti iktidarından nefret edenlerin oyları belirledi.

Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle Kürtler parlamentoda tam olarak temsil edilemiyordu. AKP Türkler ile Kürtlerin ortak paydası olan İslamiyeti öne çIkarmak suretiyle oy avantajı kazanıyordu. Son seçimler ile Irk Milliyetçiliğinin Din Milliyetçiliğine galebe çaldığı anlaşılıyor.

Kürtler "şimdiye kadar dinimiz için oy kullanıyorduk, şimdi milletimiz için oy kullanıyoruz" siyasi söylemine göre hareket ettiler.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde AKP iktidarı kadar Kürt Halkının yaşadığı bölgelere ekonomik yatırım yapan bir Hükümet gelmedi. Yollar yapıldı, hava alanı inşa edildi, belediye hizmetlerine destek verildi. Modern Hastahaneler kuruldu. Halkın elektrik hırsızlığına göz yumuldu. Tüm bu ekonomik kazanımlara rağmen Kürt Halkı AKP'ye oy vermedi. Demek ki, ekonomik çIkar sağlamak kitleleri ikna etmeye yetmiyor.

Kürtlerin kendi partilerini tercih ediyor olmaları AKP'nin tek parti iktidarını sonlandırdı. Yeni seçim yapılsa dahi siyasal sonuçlar değişmez. Zira AKP iktidarından nefret edenler ortada duruyor. Kürtler Islamiyet ortak paydasında birleşmeyi kabul etmiyor.

Türkiye kendini koalisyonlara hazırlamalıdır.

Türkiye'de hiç bir parti Kürt partisi ile koalisyon ortağı olamaz. Olduğu taktirde siyasi misyonunu tamamlar. Koalisyon Hükümetlerinin HDP dışında kurulması siyasi ve sosyolojik mecburiyet olarak geçerliliğini sürdürüyor.

Koalisyona en yakın iki parti AKP ve MHP dir. Bu iki partinin tabanları birbirlerine çok yakın. MHP geleneğinde "parti çıkarından çok ülke menfaatleri " korumak var. Bu gelenek MHP'yi koalisyona mecbur bırakıyor.