İlk çeyrekteki büyüme oranımız yüzde 5,7 olarak açıklandı. İyi bir rakam. Zira büyüme, üretimdeki artış ile ölçülüyor. Demek ki, üretimde sorun yok.

Üretimde sorun yok ise, yaşadığımız ekonomik problemler nereden kaynaklanıyor ?

Ekonomide iki taraf vardır. Bir tarafta üretim, diğer tarafta tüketim. Ve bunlar birbirine eşit seyreder. Formül basittir.

Üretim=Tüketim

İnsanların çoğunluğu gelirini tüketir. Ancak, toplum genelinde tasarruf yapılır.

Tasarruf= Üretim-Tüketimdir ve Üretim=Tüketim dengesini bozar ve yeni denge;

Üretim=Tüketim +Tasarruf

şeklinde kurulur.

Faiz hadleri, tasarrufları yatırıma eşitler. Tasarruf=Yatırım olur.

Yeni formülümüz,

Üretim=Tüketim + Yatırım olur.

Yatırım yapılır ve geride tüketilmeyen bir şey kalmaz ve başa dönülür.

Üretim=Tüketim dengesi kurulur.

Bu dinamik denge sürekli yaşanıyor.

Ülkeler, tasarruflarından daha çok yatırım yapamaz. Ürettiğinden daha çok tüketemez. Devlet sisteme müdahale edince dengeler bozulur.

En çok dengeyi bozan, beklenen enflasyonun altında faiz uygulamasıdır. Enflasyonun altında (negatif) faiz yoluyla tasarruftan daha çok yatırım yapılabilir. Ürettiğinden daha çok tüketim sorunu ortaya çıkar. Tüketim fazlası, talep enflasyonu yaratır.

Türkiyenin sorunu, cari açık ve bütçe açığının birlikte olmasıdır. Her iki açık birlikte olduğu zaman, ülke ürettiğinden daha çok tüketiyordur. Böyle olunca,

Üretim=Tüketim dengesi bozuluyor. Denge, fiyat artışı ile yeniden kuruluyor.

Demek ki sorunumuz TÜKETİM. Tüketimi kontrol altına alamadığımız taktirde, cari açık ve bütçe açığı vermeye devam edeceğiz. Ekonmi de fiyatları artırmak suretiyle dinamik dengeyi kuracaktır.

-Bütçe açığı, devletin gelirinden daha çok tüketmesi ile meydana geliyor.

-Cari açık, toplumun ürettiğinden daha çok tüketmesi ile meydana geliyor.

Sorunu çözmenin yolu, devlet ve millet olarak tüketimi kısmaktan, başka bir söylem ile tasarrufu artırmaktan geçiyor.