Yenilenmek enerji verir. Yenilenmek hayattır.

Bebeklerin ve çocukların etraflarındaki her şey yenidir ve onlar “yeni”yi keşfetmek için bitmez tükenmez bir merak ve enerjiyle doludurlar. Keşfetmeye ve öğrenmeye programlanmışlardır, canlılıkları bu yüzdendir.

Yenilikler sadece çocuklara değil, yetişkinlere de canlılık ve heyecan verir. Bu ister yeni bir yere gitmek ister yeni bir şey öğrenmek ya da yeni bir ilişkiye girmek olsun, bütün yenilikler bizim enerjimizi yükseltir.

Yeni bir fikir, yeni bir bakış açısı, yeni bir yaklaşım bizim zihnimizi açar.

Bu sebeple yeniliklere açık olan ve hayatına yenilikleri sokan insanlar her yaşta genç kalırlar. Ömür boyu “öğrenci” kalabilen herkes, hangi yaşta olursa olsun bir çocuk gibi heyecanla doludur.

Her şey değişir. Alışkanlıklar, inançlar, bakış açıları, görüşler, problemler, beklentiler, umutlar, endişeler, öncelikler, teknoloji, sistemler, fırsatlar…

Hayat değişimdir. Biz değişerek olgunlaşırız. Değişimin ve yenilenmenin bittiği yerde ölüm vardır.

“Evrende değişmeyen tek şey değişimdir.”

Hayat değişimdir. Biz değişerek olgunlaşırız.

Hepimiz, hızla değişen ortamda yaşayabilmek için sürekli yenilenmek zorundayız. Dün sahip olduğumuz düşüncelerle bugünün dünyasında başarılı olmamız mümkün değil. Bugüne gelmemizi sağlayan davranışlarımız, bizi yarına götürmeye yetmeyebilir.

Eskinin bağrında gelişen yeni, her geçen gün eskiyi geriletip kendini büyütüyor. Üretim biçimi değişirken yaşam biçimlerimiz ve ilişkilerimiz değişiyor, toplum değişiyor. Bu değişimle ister istemez önceliklerimiz, beklentilerimiz ve fikirlerimiz değişiyor. Değişimle birlikte yenileniyoruz.

Yeni dünyada 5 milyar insan, cep telefonu ve internetle birbirine sürekli bağlı bir şekilde yaşıyor. Herkesin içerik üretip kendini anlattığı ve başkalarının ne yaptığını merakla takip ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünya eskisine kıyasla çok daha şeffaf, katılımcı, paylaşımcı ve demokratik bir dünya.

Bu değişimi anlamaya çalışmalıyız.

Daha da önemlisi değişimi bir mecburiyet ve dayatma olarak görmek yerine değişimi kucaklayarak değişimin kendisi olabilmeliyiz.