Doksanlardan itibaren başlayan cep telefonu kullanımıyla birlikte son yirmi yılda daha sosyal bireyler olmamız gerekirken ulusça asosyal bireyler olduk çıktık hepimiz.  İletişim olanaklarının ve enstrümanlarının çokluğu ile bu tespitim neredeyse aynı hızda kötüledi. Elbette teknoloji karşıtlığı bu durumun çözümü değil. Beşeri ilişkinin, bireylikten toplumsallığa geçişte ne denli önemli olduğunu hepimiz biliriz. Benim dikkat çekmek istediğim husus ise yığınlar halinde özellikle sosyal medyada öbekleşen insanların o kocaman güruh içinde yalnızlaşması.

Bizi biz yapan değerlerimiz bu android dünyada yok olup gidiyor. Özellikle yaş grupları arasındaki iletişimsizliğin vardığı boyut bence korkunç. İşinde, yolda ve maalesef evinde sürekli sanal bir dünyayı takip eden insan gerçekle hayal arasındaki ince ama önemli detayı kaçırıyor. Anne ya da baba ise evladını, eş ise eşini , çocuk ise anasını babasını bu ikilemelerin sayısını artırabiliriz. Ancak sosyal medya sitelerindeki sahte arkadaş sayıları görece asla öylesi bir gerçekliğe ulaşamayacak kişinin kocaman bir sanrısıdır.

Asıl ve sahici paylaşımın iki ya da daha çok kişi arasındaki doyumsuz sohbette olduğunu bilmemize rağmen ‘’o şunu dedi’’, ‘’bu şunu paylaştı’’ gibi magazinel sunular nasıl da zaman öldürür ki beraberinde insanı da.

Benim gelmek istediğim asıl yerse, büyüklerimizle geçirebileceğimiz vakit görece diğer insanlara göre daha kısa elbette Allah bilir kimin ne zaman öleceğini ancak yaşlılık ayan beyan bir gerçek bu sebeple onların hayat deneyimlerinden istifade etmek, onlarla ‘’baklava’’ tadında saatler geçirmek ne kadar doyumsuz olacaktır. Bir büyüğümüzü yitirdiğimizde onunla birlikte her şeyde süratle yok olup gitmeye mahkumdur.  Bu mahkumiyeti özgürlüğe çevirmenin yegane yolu evin en huzurlu saatlerinde televizyon ve interneti kapatarak anamızla, babamızla ya da evin diğer büyükleriyle günü, anı, geçmişi ve geleceği konuşmak kanımca en güzel istişare yöntemidir. Gün geçtikçe küçülen ve yalnızlaşan insan bu durumu ancak kendi de olgunlaştığında anlayabilir ya da tam tersi. Fakat bugünün gençleri bilmiyorlar ki geleceğin yaşlı adaylarıdırlar. Her şeyi dozunda kullanmak ve ılımlı yaşamak insanı daha huzurlu kılar.

Bu sebeplerle sosyallik hakiki ilişkilerde, hayal dünyalarında değil. İnsanı asosyallik hücresine hapseden bu tatsız durumdan kurtulması gerçek kimliğiyle buluşturacaktır. Değerlerimiz için kıymetlilerimize yanaşalım ve onlara sarılalım.