Azınlıklar meselesi, siyasi olmaktan çok sosyolojiktir. Sosyolojik sorunlar, yılların birikimi sonucunda oluşur. Patlama ile, toplumların hafızasına yerleşir.

Türkler her millet ile bir arada yaşayan ve kimliklerini muhafaza eden, ender bir millettir. Egemenliği altına aldıkları toplumların, diline-inancına-yaşam biçimine (kızaca kültürüne) karışmamıştır. Bu gelenek, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de devam etmiştir.

Yabancıların etkisinde kalan, Osmanlı tebası Ermeni, Rum ve Yahudiler, Osmanlıya karşı birleştiler. İçeriden, Osmanlıyı adeta kemirdiler ve tükettiler. Bu tükenişte, baş Rolü KİLİSE oynamıştır.

Papazlar, bin yıldan beri barış içerisinde yaşayan farklı halkları, TÜRK DÜŞMANLIĞI paydasında birleştirdi. Siyonizm ideası, Yahudileri, Türklere karşı bir arada tutmayı başardı.

Hastalık en zayıf dönemde ortaya çıkar. Bu biyolojik kural, sosyolojide de geçerlidir. Azınlık kavramı, Osmanlının en zayıf döneminde fiiliyat kazandı.

Osmanlı, 1917 Gazze Savaşını kaybetti. 1918 yılında Mondoros Mütarekesi ile silah bıraktı. Silah bırakan imparatorluk yıkılır. Silahları teslim almak bahanesiyle İngiliz-Fransız ve İtalyanlardan oluşan yabancı kuvvetler, 13 Kasım 1918 günü, donanmalarıyla İstanbula geldiler. İstanbulun işgali başladı.

Fransız Amiral, Fatih Sultan Mehmet'i taklit edercesine, BEYAZ BİR AT ÜZERİNDE Eminönü'den karaya çıktı.

O dönemde Osmanlı Padişahı ve Hükümeti, Dolmabahçe Sarayında bulunuyordu. Beyaz At üzerinde Fransız Amiralin geçeceği yol Eminönü-Galata köprüsü-Karaköy-Kabataş üzerinden geçiyordu. Bu bir gösteri ve zafer yürüyüşüydü. Yoksa, Dolmabahçe Sarayı deniz kenarındaydı. Bu kadar uzun bir yoldan gitmeye gerek yoktu.

Güzergah önceden, Kilise ve Sinagoglara haber verilmişti. Yahudiler gençlerine okul elbiselerini giydirmişler ve ellerine İngiliz ve Fransız bayrakları tutuşturmuşlardı. Ermenilerin ellerinde Fransız Bayrağı, Rumların ellerinde Yunan ve İngiliz Bayrağı, Beyaz Atlı Fransız Amiralin güzergahı üzerinde yol boyunca işgali kutluyorlar, bayram ediyorlardı.

Bu manzarayı gören Türkler ŞOK oldular. Bin yıldan beri, barış içerisinde bir arada yaşadığı insanların, düşmanı bu şekilde karşılaması, Türkler tarafından kabul edilemezdi. Edilmedi.

13 Kasım 1918 günü İstanbulun işgali ve beyaz at ile karaya çıkan Fransız Amiralin gösteri yürüyüşünü kutlayanlar, Türklerin toplumsal hafızasına, AZINLIKLAR olarak kaydolmuştur.