İki gün önce, Kuzey Kore Hidrojen Bombasını patlattı. Hidrojen bombası, atom bombasından 2800 misli daha çok enerji açığa çıkarıyor. Deprem etkisi gösteriyor. Kuzey Kore'nin patlattığı Hidrojen Bombasının, 6,3 şiddetinde depreme neden olduğu saptandı. Bu sonuç, felaketin büyüklüğünü gösteriyor.
Hidrojen bombasını patlatan Kuzey Kore'nin askeri gücü Amerika ile eşitlenmiş oldu. Bu aşamadan sonra, ne Kuzey Kore ne de Amerika birbirlerine karşı nükleer silah kullanamaz. Kullandığı taktirde her ikisi de büyük zarar görür. Kritik noktadan sonra dünyanın sonu dahi gelebilir.
Böyle bir sonuca Amerika ve müttefiklerinden oluşan Batı çok kızıyor. Kızıyor zira, Batı'nın silah üstünlüğüne dayalı emperyal gücü elinden gidiyor.
Kuzey Kore'nin hidrojen bombasını patlatmasından sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplandı. Boşuna toplandı. Zira, Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan Amerika, Fransa, Rusya ve İngiltere'nin de hidrojen bombasına sahip olduğu biliniyor.
Toplantı sonucunda "Kuzey Kore'yi kınama ve ekonomik ambargoyu ağırlaştırma kararı" aldılar. Konseyin daimi üyesi Çin, ekonomik ambargoya katılmıyor. Aksine "uygulanmakta olan ambargonun ağırlığından" şikayet ediyor.
Meselenin gerisinde, Çin'in olduğunu herkes biliyor. Aslında bombayı patlatan Çin. Nükleer silahların dondurulması anlaşmasında imzası olduğu için kendisi yapmıyor. Kuzey Kore'ye yaptırıyor.
Ekonomik güç yarışında Çin durdurulamıyor. IMF'ye göre, satın alma gücü paritesi bazında Çin'in ulusal hasılası, 2016 yılında ABD'yi geçmiş görünüyor.
Ekonomik güç merkezi olma yeteneğini kaybeden Amerika ne yapacağını bilemiyor. Dolar egemenleri panik halindeler. Çin Parasını SRD' ye (özel çekme haklarına) 1.10.2016 tarihinde dahil ederek, Çin'in önünü kesmeye çalışıyorlar.
Hidrojen bombasının patlatılması, sadece askeri dengeleri bozmakla kalmadı. Ulusal paralar ile ticaret yapmayı amaç edinen Çin liderliğindeki Şangay Beşlisinin "silah gücü ile tehdit etme" dönemini de kapatmış oldu.
Dolar imparatorluğu çatırdıyor.