Halkının çoğunluğu Müslüman olan ulusal devletler çok ciddi sorunlarla karşı karşıya gelmiş görünüyor.Özellikle Orta doğuda ve ülkemizde zirve yapmış durumda.Tüm bölge kan gölüne dönmüş ,Müslümanlar birbirini boğazlarken ,en iyi Müslümanın kendisinin temsil ettiği örgüt olduğunu ortaya koymaya çalışan Müslümanlar Cihad adına kıyasıya savaşmaktadırlar.Mezhepsel İslamın ,radikal İslama dönüşmesi sonucu ,kaçınılmaz olarak kan akmaya devam edecek görünüyor.Yaptıkları eylemlerle radikal dinciler kendilerini tanımlayarak üstünlük sağlamaya çalışıyor.İslamda mümin olma hızla rafa kaldırılarak,Cihad adına radikal İslam olama öne çıkmaktadır.
      Orta çağda Avrupa Hırıstiyan mezhepleri temsilcileri ,en iyi Hıristiyan benim mezhebim diyerek radikalleşerek bir birinini boğazlarken geri kalmışlığın ,sefaletin en yüksek dönemini yaşamışlardır.Devletler ne zaman din etkisinde yönetilir olmuşsa ,mezhepler arasında savaş acımasızca vuku bulmuş .İnsanlık büyük acılar çekmek zorunda kalmıştır.Kalmaya da devam ediyor.Edecektir de.Irakta yaşanan olaylarda bu anlayışın sonucudur.Suriye'de  ,Mısırda,Libya'da ,Tunus'ta yaşanan hadiseler aynı davalar adına yapılan iç savaşlardır.Mezhepler adına Müslümanlar bir birini boğazlarken geri kalmışlık ve sefalet zirve yapar olmuştur.İnsanlar vatanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır .Bu acımasız radikal dincilik yüzünden milyonlarca insan insafsızca öldürülmüştür.
        Avrupa mezhep savaşlarının önünü Laiklik ile kesmiş.Devlet yönetiminden din etkisini Laiklik anlayışı ile ortadan kaldırdıktan sonra sanayide ve teknolojide hızla kalkınmış.Geri kalmışlıktan ve sefaletten kurtulmuşlardır.Günümüzde kaçak veya resmi olarak ulaşılmaya çalışılan devletler olmuşlardır.Özellikle geri kalmış İslam ülkeleri vatandaşları ölüm pahasına ,bu ülkelere gitmeye çalışmaktadır.Kendi ülkelerinde yaşarken Laiklik karşıtı olan ,din etkisi altında yönetilen bu insanlar ,Laik ülkelerin yönetimlerine girmek için canlarını ortaya atmakta sakınca görmüyorlar.Bunun anlamı şudur.İnancını her ülkede yapabilirsin ama sefaletini kalkınmış devletlerde ortadan kaldırabilirsin.İnsanca yaşamayı Laik devletlerde bulabilirsin gerçeğinin kaçınılmaz oluşudur.
        Atatürk geri kalmışlığın ve sefaletin sebebi olan dinin ,devlet yönetimine etkisini görmüş .Laiklik anlayışını ülkemize getirerek ,devletin dinler ve mezheplerin etkisi altına girmeden yönetilmesini sağlamıştır.Devletin ,bütün din ve mezheplere eşit mesafede kalarak sanayi ve teknolojide kalkınmanın yolunu açacak işlerle uğraşmasını istemiştir.Milletin inançları ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak içinde Diyanet'i kurmuştur.İmam hatip okullarını açmıştır.Ülkemiz, Orta doğuda  İslam inancına sahip olan tek Laik devlet olmuştur.
         Atatürk'ün kurduğu Laik devlet yapısını ,din devletine dönüştürmek isteyenler dün vardı .Bu günde var.Yarında olacaktır.Mümin İslam olanları,radikal İslam olmaları için zorlayanlar başarı sağladıklarında ,dini devlet yönetimine etki eder duruma getirirler.Din ,devlet yönetimini etkisi altına aldığında kaçınılmaz olarak mezheplerden biri devletin hukuku durumuna geleceğinden ,Diğer mezheplere eşit mesafede duramayacaktır.Bunun sonucu mezhep savaşları kaçınılmaz olacaktır. Orta doğunun mezhep savaşları yüzünden düştüğü bataklığa düşmek istemiyorsak radikal İslamcıların yaptıklarından ders alarak ,devletimizin geleceğini tayın etmek Türk milletinin elindedir.İslamı mümin olarak yaşamak,yada radikal yaşamak vatandaşlar tarafından tercih edilecek döneme gelinmiştir.Tercih sizlerin sayın okuyucularım.Saygılarımla.