Savaş zamanlarında, siyasal toplumun birlik ve beraberliği en yüksek noktaya çıkıyor. Dikkatimi Amerika çekmişti.
Amerikan toplumunun eğitimli kısmı, Irak Savaşına karşı idi. Savaş koşullarının oluşmadığını iddia ediyordu. Dönemin Başkanı Bush savaşı başlatınca "Amerika'da herkesin sustuğunu" gördüm.
Üniversite Profesörü bir Amerikalıya sebebini sordum. "Doğru ya da yanlış, asker savaşa başladı. Hepimiz askerin arkasında durmak zorundayız" cevabını aldım.
Amerikalı kim?
-72,5 millet. Her ırk ve mezhepten insanlar Amerika'ya göç etmiş ve yaşıyor. Amerikanın çıkarlarını koruyor. Amerikalıyım diyebiliyor.
Bir de kendimize bakalım. Asker Afrin'de savaşıyor. Bu ülkede yaşayan ve bu ülkenin ekmeğini yiyen belli kesim askerin arkasında durmuyor.
Neden?
-Bu kesim Türk Milletinin bir parçası olarak kendini görmüyor. Osmanlı döneminde de böyle idi. En yakın tarihe bakınız. 1878 Osmanlı-Rus Savaşında "şimdi karşı duranların ataları" Rusya'dan taraf olmuşlardı. Kurtuluş şavaşı sırasında Ulu Önder Atatüke karşı çıkmışlardı.
Devir değişiyor. Dayanak kurmak istedikleri fikirler değişiyor. Fakat, Türkiye ve Türklerin aleyhine davranışları değişmiyor. Bunlar, siyasal toplumun üyesi olmayı hak etmiyor.
Türkiye karar aşamasına gelmiştir. Taviz vererek, bu kesimleri siyasal bütünlüğümüze dahil edemeyeceğimiz anlaşılmıştır. Onlar Türk Vatandaşı olmayı hak etmiyor. Bu ülkenin nimetlerinden istifade etmeye de hakları yok.
Kaldıki bu kesim, daha önemli bir savaşta saf değiştirmeye hazır bekliyor. Tedbirimizi şimdiden almak ve tamamını vatandaşlıktan çıkarmamız gerekiyor.