Bugün Antalya’da Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov;  Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba;  Dışişleri  Bakanımız  Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımı ve  gözetiminde barış görüşmeleri başlıyor.  Bu sefer kanımca tarafların birazda iddialı konumlarını terkedip; asgari müşterekten başlıyarak; ilk aşamada (hemen ) ateşkes; sonraki aşamada da olabildiğince aşırı taleplerini bırakıp;  asgari müşterekte anlaşacaklarını sanıyorum. Yazıyı yazdığım şu ana kadar bilinenin dışında olumlu bir  yaklaşım yok gibi görünüyor.

     Ekonomik anlamda Avrupa Birliği Ülkeleri’nde Rus petrolü  % 27 oranında kullanılıyor.  Rus doğalgazı da  Avrupa Birliği’nin % 41 oranında kullanımındadır. Avrupa Birliği Ülkeleri Sanayii’lerinde ise önemli miktarda Rusya’dan alınan kömür kullanılıyor.  Bu rakamlara Ülkemizde dahildir.

      Türkiye şu anda yaklaşık ürettiği elektriğin  % 30 unu doğalgazdan; yaklaşık % 20,97 sini ithal kömür karşılıyor. Karma bir hesapla yaklaşık ürettiğimiz elektriğin % 50 si ithal doğalgaz ve kömürden karşılanıyor. Haliyle döviz fiyatıda yükselince; artan maliyetlere göre fiyatlar artıyor.

      O halde olabildiğince elektrik üretiminde de; yerli kaynaklara yönelmemiz son derece yerinde olur. Çünkü bugünde mecburen  içinde yaşadığımız enerji  ithal krizi; döviz darboğazına ve stratejik zorluklara yol açıyor;  peşinden   dövizin yükselmesi ve sonrası aşırı zamlar geliyor.

Çünkü özellikle akaryakıt zammı iç piyasadaki tüm çalışma ortamı maliyetini aşırı artırıyor.

      Şu anda Rusya;  Ukrayna’ya savaş açtığı için  batılı ülkelerce hem  Bankacılık Sistemi’nde hem  de  mal ihracında  ‘Ambargoya’ tabi tutuluyor.  Bu yüzden  dünya borsalarında  petrol pahalanıyor. Eğer İki Ülke arasında barış sağlanabilirse  tüm bu olumsuzluklar sona erecek.  Fiyatlar yeniden normale dönecektir.