Ekonomik yasalar, egemenliğini, her koşulda sürdürür. Ekonomide reform yapmak üzere yola çıkanların söylemi, ekonomik kurallara nasıl uyacaklarını beyan etmekten öteye geçmez.

Türkiye’nin ekonomi konusunda yapacakları bellidir;

1. Yatırımlarda kaynak israfına son vermek şarttır. İster özel sektör, ister devlet olsun, kaynak israfının bedelini ülke top yekün öder.

Kaynak israfında ölçü bellidir. Piyasa faiz hadlerinin üzerinde getiri sağlamayan yatırımlar, kaynakları israf eder. Özel sektör bu kurala uyar. Uymaz ise iflas eder. Devletin de uyması gerekiyor. Kanal İstanbul gibi, ekonomik olmayan yatırımlardan vaz geçmek şart. Zira kanal-İstanbul, yatırımının getirisi, faiz maliyetinin yarısını dahi ödemiyor.

2. Bütçe açığını, ulusal hasılanın yüzde 3 leri seviyesine düşürmek gerekiyor.

''Bütçe açıkları neden oluşur'' sorusuna, ekonomi, İSRAF diye cevap verir. İsrafı önlemediğiniz taktirde, bütçe açık verecektir.

Devlet bütçesine baktığımız zaman, en büyük israfın Sosyal Güvenlik harcamalarında yapıldığı görülüyor. Emeklilik sistemi batmış. Devlet kaynaklarını yutan kara deliğe dönüşmüş. Hiç kimse bu konuyu tartışmıyor.

Ülkemizde,140 bin imam devletten maaş alıyor. Suudi Arabistan gibi şeriat ülkesinde dahi imamlar maaş almaz. Kurana göre, para karşılığı din işleri yapmak yasaktır. İmamların Ekonomiye katkıları sıfır. Aldıkları para haram ve bütçeye yük getiriyor. Hangi güç, onlara harcanan parayı kesebilir? Bu soruya şimdilik cevap bulunamıyor.

Dış İşleri Bakanlığının, yurt dışındaki israfı döviz üzerinden ödeniyor. Sadece bütçe açığının değil, cari açığın da artmasına sebep oluyor. Cari açık ve bütçe açığını aynı anda veren ülkeyi ekonomik sorunlar bekler.

3. Türkiye cari açıkları azaltıcı yatırımlara öncelik vermek zorundadır;

Cari açığımız, teknolojik mal ithalat ve ihracatı ile ilgili ticaret hadlerinden kaynaklanıyor. Türkiye yüzde 15 oranında teknolojik mal ve hizmet ithal ediyor. Yüzde 3 oranında teknolojik mal ve hizmet ihraç ediyor. Aradaki fark çok yüksek. Bur farkı gidermeden, cari açıkları kapatmamız mümkün değil. Bir an önce, teknolojik yatırımlara öncelik vermemiz gerekiyor.

4. Türkiye Orta Gelir Tuzağından kurtulmak zorundadır.

2012 yılında Türk ekonomisi ''Orta Gelir Tuzağına'' yakalandı. Bu tuzaktan kurtulamıyor. Tuzaktan kurtulmanın yolu, sermaye birikimini artırmaktan geçiyor. Ulusal sermaye birikimi, tasarruflar ile mümkün. Ulusal hasılanın yüzde 12 si kadar tasarruf etmek yetmez. Tasarrufa önem vermemiz şart oldu. Tasarruf seferberliği yapmamız gerekiyor.

Ulusal tasarruf yeterli gelmediği zaman, uluslar arası tasarruftan istifade etmek mümkün. Bunun için, sermaye güvenliğini sağlayacak hukuk düzeni ve tam bağımsız yargı sistemi kurmak gerekiyor.