Hz. Peygamberin yaşam tarzı ve söylemleri kaynak gösterilerek ortaya çıkan ifadelere hadis deniliyor. Sahih ve gayri sahih olarak ikiye ayrılıyor.
Hz. Peygamber yaşadığı dönemde "hiçbir konuda" hadisten söz etmemiştir. Sahabeler döneminde de hadis yoktur. Hz. Ömer "hadisten bahseden bir kişiye" falaka cezası uygulamıştır.
Hz. Peygamberin ölümünden 250 yıl sonra hadislerin ortaya çıktığı görülüyor.
Neden hadisler ortaya çıktı?
Kuran'da yazılı kurallar sabit ve değişmez nitelik taşıyor. Toplumsal hayat ise sürekli değişiyor. Değişen koşullara uygun yeni düzenlemeler gerekiyor. Bu düzenlemeler akıl yürüterek bulunuyor. Varılan sonuç pozitif dahi olsa, dine dayandırmak ihtiyacı duyuluyor. Hadis ortaya çıkıyor.
Uydurma hadisler ise cehalet ürünü. Önüne gelen hadis adı altında fikir beyan ediyor. Bilgiye kolay ulaşılan çağımızda dahi bu gibi beyanlar devam ediyor. Hocanın biri çıkmiş 16 Nisan'da evet denilmesi gerektiğini hadise dayandırıyor.
Halbuki Kur'an "geleceği ancak Allah bilir" diyor. Gelecek hakkında fikir beyan etmek, dine zarar veriyor.
Dini ekonomik ve siyasi amaçlara alet olarak kullananlar o kadar ileri gittiler ki, bazı siyaset adamları peygamber ilan ediliyor. Halbuki Kur'ana göre Hz. Muhammet son Peygamberdir.
Yapılan yanlışlıklar sonunda, yeni bir akım ortaya çıktı. Bu akıma Kur'an Müslümanlığı deniliyor.
Kur'an Müslümanları "hadisleri" tanımıyor. Kur'ana bakıyor. Kuranın lafzına uygun olmayan söylemlere itibar etmiyor.