Dünyanın en borçlu ülkesi Amerikan Devletidir. Toplam borcunun 19 trilyon civarında olduğu söyleniyor. Ulusal hasılası 18 trilyon dolar civarında. Amerikan Devletinin borcu milli gelirinden daha çok.
FED özel bankerlere ait bir kuruluş. Amerikan parasını basıyor. Amerikan Hükümetine borç veriyor. Amerikan Devleti kendi parasını özel bankerlere borçlanarak temin ediyor. Amerika en çok doları basan bankerlere borçlu.
Amerikan Hükümeti vergi topluyor Bankerlerin borcunu ödüyor. Amerika'da vergi çok önemli. Vergi kaçırmanın cezası 45 yıla kadar hapis dahi olabiliyor.
Bankerler Amerika'yı öyle bir kıskaca almış ki, inanılır gibi değil. Reeskont kredileri yoluyla bankalara para aktarıyor. Bankalar halka 30 yıllık tüketici kredisi veriyor. Halk çalışıyor borç faizi ödüyor. Yetmiyor devletin borcu için vergi ödüyor. 13 aileden oluşan bankerler zenginleşmeye devam ediyor.
Dolar uluslar arası rezerv para olarak tutuluyor. Dünya Merkez Bankaları kasasında tuttukları nakit dolar ile Ameikan tahvili satın alıyor. İhtiyaç duydukları anda satarak dolara dönüyor. Böylece doların ekonomiye olan yükünü azaltıyor.
Türkiyeyi örnek alarak olayı açıklayalım.
Türk Devletinin 115 milyar dolar dış aleme borcu var. Merkez Bankasında ise 127 milyar dolar rezerv parası var. Anında bu borcu sıfırlar ve yılda 8 milyar dolar faizi ödemez. Ancak rezerv para tutmaya mecbur. Borcu sıfırlayamıyor. Kasasında rezerv para tutmaya devam ediyor.
Kasasında dolar tutma yerine, Merkez Bankaları nakde çabuk dönüşen menkul kıymetlere yatırım yapıyor. Bunların başında Amerikan Hazine Bonoları geliyor. Nitekim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kasasındaki 58,3 milyar dolar nakit parayı Amerikan Hazine tahviline yatırmış ve Amerika'dan alacaklı görünüyor.
Türkiye için faydası var. Dış borca karşılık ödediği ortalama yüzde 7 civarındaki borç faizini, Amerikan Tahvilinden almakta olduğu yüzde 2,5 civarındaki faizi düşerse, borç maliyetini yüzde 4,5 lara indiriyor.