Tarihe mal olmuş toplumların bıraktıkları yazıtları okuyoruz. Yaşadıklarından haberimiz var. Sümerliler, Asurlular, Etiler gibi. Tarihe mal olan toplumlar, toptan kaybolmadı. Başka lisan konuşur oldular. Hakim lisan içerisinde eriyip gittiler.

963 yılında Gazne Devletini kuran Alp Tigin ve ardılları Afganistan-Hindistan ve İranı egemenliği altına aldılar. Devlet lisanı olarak Farsçayı kullandılar. Dil üzerinden kültürel egemenlik kuramadılar.

1040 yılında Gaznelileri yenen ve yerini alan Selçuklular da aynı hatayı yaptı. Devlet lisanı olarak Farsçayı kullandı. Ortak kültür yaratamadılar.

1071 Malazgirt Savaşının kazanılmasında baş rolü Türkçe oynamıştır. Doğu Roma İmparatoru Diyojen'in ordusundaki paralı asker Peçenekler Türkçe konuşuyordu. Karşılarında Türk oluğunu görünce taraf değiştirdiler.

Anadolu Selçuklu Devleti de devlet lisanı olarak Farsçayı tercih etmişti. Başlangıçta Tuğrul, Alpaslan olan isimleri, sona doğru Keykubat-Keyhüsrev gibi Farsça isimlere dönüştü. Anadolu Selçuklu eliti farsça konuşuyor. Türkçe konuşan Türkmenler, Mevlana ne diyor, anlamıyordu. Mevlana yapıtlarını, farsça yazıyordu. Yabancılaşma, savaş sahnesinde kendini gösterdi.1243 Kösedağ Savaşında, Türkmen beyleri, cepheyi bırakıp gittiler. Çünkü, Moğol Ordusundaki askerler, Türkçe konuşuyordu.

1258 yılında, Hülagu Han Bağdatı yağmaladı. Halifeyi çuvala koyup, atların ayakları altında idam etti. Arapların siyasi egemenliği sonlandı. Ancak, Arapça yaşadı. Arapça yaşadığı için Araplar varlıklarını sürdürdüler. Arapçanın yaşama nedeni, Kuranın Arapça inmiş ve yazılmış olmasından kaynaklanıyor. Demek ki, dilini kaybetmeyen toplumlar varlıklarını sürdürüyor.

Türkçe sürekli değişerek bu güne geldi. Lisanımızda Farsça ve Arapça kelimeler çok fazla. Buna rağmen, Türkçe yok edilemedi. Edilemeyiş nedeni, Türklerin asker karakterinden kaynaklanıyor. Her dönemde asker lisanının Türkçe olması, Türkçenin kaybolmasını önledi..

AVM leri geziyorum. Dükkanların kapı girişlerinde mevcut ticaret unvanları dahi İngilizce kelimelerden oluşmuş. Remzi kelimesini Ramsey diye ingilizceye uyarlamış. Kahvehanenin adı Starbucks olmuş. İndirime gitmiş mağazalar, indirim demiyor, İngilizce karşılığı olan SALES yazıyor. İnsan kendini, müstemleke ülkesinde hissediyor.

Türkçeyi yok etmek için, yabancı dil ile eğitim kullanılıyor. O hale geldi ki, yabancı dil ile eğitim ana okuluna kadar indi. Üniversiteler, yabancı lisan ile eğitim yapıyor.

Yabancı dil öğrenmek lazım. Ancak, yabancı dil ile eğitim, Türkçeyi mahvediyor. Türk genci, Batı usulü düşünmeye sevk ediliyor. Batının materyalist yaşam tarzı aile düzenimizi bozuyor. Batı gelenek ve göreneklerini egemen kılıyor. Toplumsal çürümeyi hızlandırıyor.

Önceleri, Farsça ve Arapça kelimeler ile doldurulmuş Türkçeyi, şimdi Batı lisanlarına ait kelimeler adeta istila ediyor.

Dil yoluyla toplumları etkileme konusunu ilk defa güneme taşıyan Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu olmuştur. Prof.Dr. Oktay Sinanoğlunu rahmetle anıyorum.

Türk kimliğini yaşatmak, Türkçeyi yaşatmaktan geçiyor.